بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَهُوَ ٱلۡغَفُورُ ٱلۡوَدُودُ ١٤

O, çok bağışlayandır, çok sevendir.

– Diyanet İşleri

ذُو ٱلۡعَرۡشِ ٱلۡمَجِيدُ ١٥

Arş’ın sahibidir, şanı yüce olandır.

– Diyanet İşleri

فَعَّالٞ لِّمَا يُرِيدُ ١٦

Dilediğini mutlaka yapandır.

– Diyanet İşleri

هَلۡ أَتَىٰكَ حَدِيثُ ٱلۡجُنُودِ ١٧

(17-18) Orduların, Firavun ve Semûd’un haberi sana geldi mi?

– Diyanet İşleri

فِرۡعَوۡنَ وَثَمُودَ ١٨

(17-18) Orduların, Firavun ve Semûd’un haberi sana geldi mi?

– Diyanet İşleri

بَلِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فِي تَكۡذِيبٖ ١٩

Hayır, inkâr edenler, hâlâ yalanlamaktadırlar.

– Diyanet İşleri

وَٱللَّهُ مِن وَرَآئِهِم مُّحِيطُۢ ٢٠

Oysa Allah, onları arkalarından kuşatmıştır.

– Diyanet İşleri

بَلۡ هُوَ قُرۡءَانٞ مَّجِيدٞ ٢١

Hayır, o (yalanlamakta oldukları kitap) şanı yüce bir Kur’an’dır.

– Diyanet İşleri

فِي لَوۡحٖ مَّحۡفُوظِۭ ٢٢

O, korunmuş bir levhada (Levh-i Mahfuz’da)dır.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu